Asarkale’de Arkeolojik kazıların başlatılmasına yönelik Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile protokol imzalandığını belirten ve yapılacak kazı çalışmalarının bölge için önemine değinen Başkan Kılıç konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada,
“Asarkale ile ilgili çok önemli bir projeyi başlatıyoruz.Ondokuz Mayıs Üniversitesinden iki hocamız kazı çalışması yapmak istediklerini Kültür ve Turizm Bakanlığımıza belirttiler. Bakanlığımız Belediyemiz ile işbirliği içerisinde olursa gerekli izinin verileceği yönünde karar verdi.Bu gelişmelerin ardından bizlerde taşın altına elimizi koyarak bölge için çok önemli olan Asarkele de kapsamlı bir kazı çalışması yapılması için Ondokuz Üniversite ile protekol imzaladık.İnşallah Asarkale’nin önümüzdeki süreçte yapılacak kazı çalışmaları neticesinde tarihi dokusu gün yüzüne çıkarılacak.
İKİZTEPEDEN SONRA BAFRA’DA İLK
Bu Asarkale kazı çalışmalarında ilk kazma vurulmasının ardından buraya yüzlerce turistin gelmesi ve sonrasında bölgenin turizm adına bir cazibe merkezi olması demek.
Asarkale de ilk kez yapılacak kazı çalışmasının bir paydaşı olmamız bizim için de heyecan verici. İziktepe den sonra Asarkalede yapılacak kazılar yüzyıllar sonra ilk kez gün yüzünce çıkarılmış olacak.Kazı çalışmaları destekçisi olmamızın yanında Bakanlığımızın isteği doğrultusunda bizzat proje ortağı olmamız bizlere farklı bir sorumluluk yüklüyor.
KAPIKAYAFEST YENİ BİR RENK KAZANACAK
Bafra'mzıın turizmde de söz sahibi olması ve bölgenin geleceği açısından büyük önem teşkil ediyor.Asarkale kazı çalışmaları aynı zamanda Kapıkaya Doğa Sporları ve Kültür Festivalimize de farklı bir anlam getirecek olmasının yanında festival sürecindeki etkinlik yelpazemizde de yeni bir renk katmış olacak” ifadelerini kullandı
Asar Kale
Bafra’ya bağlı Asar Mahallesi hudutları içinde kalmaktadır. Milâttan önce bin yılından sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Karadeniz Bölgesi’nin denize paralel dağlarını bölen Kızılırmak’ın solunda kalan bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Kale bakımsızlıktan ve ilgisizlikten harabe haline geldiği halde, yine de birçok özelliğini kaybetmemiştir. Çok eski çağlarda kalenin en yüksek yerine yapılan sarnıç kuyusu, taştan oyulmuş şekliyle hâlâ durmaktadır. Kuzeydoğusundaki eski hapishane de bugün yine belirgin şekilde fark edilmektedir.
Kalenin iç kısmında da ilginç yerler vardır. Meselâ tamamen, oyulmuş bir taş içinde yer alan ve kapalı çarşı olduğu bazı hava deliklerinden tahmin edilen bir yer mevcuttur.
Diğer taraftan mahzenler, işkence odaları olduğu sanılan kısımlara da rastlanmıştır. Yakın senelerde taştan yapılmış yontma heykel bulunmuştur. Altınkaya Barajı yol inşaatı sırasında kalenin en yüksek yerine kadar çıkan, taşları yontmak suretiyle yapılmış bir de merdiven ortaya çıkarılmıştır ki, gerçekten görülmeye değerdir.
Ayrıca kalenin altında ve ilerisindeki kayalara gerek kaleyi, gerekse o zamanın ulaşım yolu olan Kızılırmak’ı kontrol etmek amacıyla yapılmış muharebe ve gözetleme odaları vardır. Bunlar; yerden 10 m. kadar yükseklikte, kayayı oymak suretiyle yapılan bu odaların inşa düzeni aynıdır: Odaların önünde yontularak yapılmış taştan 4 tabii sütun, onun önünde bir balkon ve 80x80 ebatlı yontma kapı, arkasında penceresiz normal büyüklükte bir oda vardır. Görülmeye değer ve zamanına göre orijinal sanat abideleridir.