KAVGA ETMEDEN YAŞAMAK MÜMKÜN MÜ?
Tabi ki değil!
Kavga ya da bir başka deyişle çatışma olmadan büyümek, gelişmek pek mümkün görünmüyor. Bilirsiniz ta çocukluktan başlar bu kavgalar, insan çocukken bile kavgacıdır. Akıl bali değildir ama taraftır. Bir yaratılış dokunuşudur öyleyse kavga, yani onurlu ve erdemli bir iştir aslında. Çatışarak daha iyiyi ve güzeli elde etmemiz beklenir. Kavga ederek zamanın ve mekânın bizi hapsetmek istediği odalardan zihnimizi sürekli taze tutacağımız aydınlık ferah ortamlar ve düşmeden yürüyeceğimiz sağlam zeminler ediniriz. Kavganın sebebi ya da fitilinin nereden ateşlendirildiği önemli değildir. Eğer taraflar mevcut ise kavga meşru olmalıdır.
İçinde bulunduğumuz coğrafyada kavgalar çok daha farklı versiyonları ile gündemde. Bir tarafta seçilsen de bize sökmez illetinden efelenen bir ayağı askeri bir ayağı yargı vesayetine basan ezelden elitler, diğer tarafta istismar ve sömürü ticaretinin dönüşemeyen dershaneleri ve okulları ile çok kazanan fakat Pensilvanyada harcayan tevazü abideleri var. Bu yapı her kuruma özel yetiştirdiği çok fonksiyonlu ılımlı imamlı güçleriyle iyi nüfuz edebilen tuzluklara, ithal ettiği teknoloji ile iyi dinleyen ve ‘üst akılını’ mahcup etmeyen,kulaklara da sahip. Ez cümle ağlanacak haline gülen, güdülen cemaat. Hedefte ise, sokaktaki vatandaşın üç dönemdir ‘bir bildiğimiz var herhalde’ dercesine iş başına getirdiği hükümet.
Amaç:
Sandıkta yenemediğin hükümeti katakulli ile devirmek
Yöntem:
Aforoz etmek istediğin kişiyi belden aşağı iftira ve kaset siyasetiyle toplumda nazarında itibarsızlaştırmak.
Ölçü:
Amaca giden her yol mubah.
Kavga heyecanlı tezgâh mükemmel taraflar ve şartlar hazır.
Fakat, durun bir dakika!bugün insanların ya da kurumların amellerine dair montaj kaset yayma, dublaj diyaloglar üretme ve bunlar üzerinden negatif algı oluşturma şeklinde tezahür eden kavga acaba yukarıda bahsettiğimiz devinime dayalı kalkınmayı tetikleyecek bir mücadelenin habercisi mi? Yoksa beynimizde muğlak bir kavram gibi cümle içerisinde nereye konduracağımızı bilemediğimiz ama olumsuz etkisini her an hissettiğimiz beyhude bir çırpınış ,anlamsız bir kelimemi oldu kavga bugünlerde.
Sonuç:
Vatandaş bütün bu olup bitenlerden ne anlıyor. Bir yaratılış dokunuşu, onurlu, erdirici bir kavga değil bu. Yaşananlardan iyi ve güzel doğmaz bilakis maraz doğar.Farklılıklar arasındaki bu ayrışmalar, demokrasi yolunda kat edici ,erdirici bir süreci temsil etmiyor. Ya da maddi manevi kalkınmamıza ivme kazandıracak onurlu asil bir mücadele değildir bu. Olsa olsa dünyada emsali görülmemiş edep ve haya’nın rafa kalktığı necaset ve ihanet şebekelerinin tek dişi kalmış son oyunları ve oyuncularıdır bunlar.
Sadede Gelelim
Enseyi karartmaya gerek yok, bununda, var bir hikmeti deyip şöylede düşünebiliriz: eğer bu çirkin tezgah kurulmasa idi ,bu yalan ,iftira ve şantaj çetesi ve yandaşı, durumdan vazife çıkarmaya hevesli vesayet kalıntıları milletten hak ettiği tokadı yememiş buna karşılık ustalık döneminde olduğunu söyleyen ama acemice hatalar yapan sözde ‘aldatılan’ bir iktidar da felekten unutamayacağı bir ders alamayacak olurdu.. En azından biz böyle temenni ediyoruz.
BARIŞ KALENDER 11/03/2014
BAFRA