HERŞEY ÇOK FARKLI OLACAK
Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk’ün bombalı suikast ile şehit edilmesinin ardından sürecin bundan böyle çok farklı yürüyeceğini söylemiştik.
Müsamaha yok, gevşeklik yok, en küçük şüphe dahi en şiddetli önlemlerle bertaraf edilecek.
Bunun sonucu olarak hdp-dbp partili belediye başkanları terörle ilinti olduklarından dolayı tek tek görevden alınıyor. Çözüm sürecinin ardından delil toplama süreci de bitti. Şimdi icraat süreci.
Toplanan delillerin ışığında, terör örgütü pkk ve türevlerine yardım, yataklık ve her türlü lojistik destek sağlamanın yanı sıra bizzat belediye araçları ve personeli tarafından terör örgütü üyelerinin eylemlerine yardımcı olarak katkı vermek de dâhil birçok suçu işlemiş olduğu derin şüphe ve iddiası Devleti çok ciddi tedbirler almaya itmiştir.
Devleti makamında bomba ile, üstelik yine devletin içine sızmış hain personeller vasıtası ile katletmenin cezası ağır olacak elbet. Devlet sadece bunlarla da kalmayacak, bu kişilerin tüm ilişkilerini, bağlarını, ailelerini, eş ve dostlarını da hukuk çerçevesinde en ince detayına kadar didik didik edecektir.
Geçmişte hukuk kurallarının ve kanunların uygulanmasında bazı çözüm vesaire süreç bahanesi ile gevşek tutulan gemler, şimdilerde demirden prangalara dönüşmüştür.
Avrupa’dan ve ABD den aldıkları çok yüksek kapasiteli maddi manevi destekle ülkemizi bölme emellerini gerçekleştireceklerini zanneden gafiller SAFİTÜRK’ün şehit edilmesi gafletinin ardından neye uğradıklarını şaşırdılar ve daha da şaşıracaklardır.
Bugünlerde en yetkili ağızlardan açık ve net şekilde dillendirilen ve BATILI muhataplarının yüzüne tokat gibi vurulan,
terör destekçisi,
teröre yataklık edenler,
terörist eğitip besleyenler gibi ifadeler bu mücadele sürecinin bir parçasıdır.
Terör eylemleriyle Türkiye Cumhuriyetini sindirebileceğini düşünen AB ve ABD bu son kayyum operasyonları ile ülkemizin her yapılan eyleme daha sert cevap vereceğini anlamıştır umarız.
Taşeron pkk ne kürtleri ne de onların haklarını savunuyor. Pkk ve benzeri örgütlerin batının eli kanlı “taşeron terör örgütleri” olduğu herkesin malumu.
Birleşmiş milletler batının bu terör eylemlerini bizzat yaptığını ve örgütlediğini gördüğü halde sesini çıkarmıyor ya, işte o bir-leş-miş milletlere de devletimizin çok önemli cevapları olacaktır.
Çok yakın zamanda kokuşmuş bu yapının üzerine en az onlar kadar iğrenç akbaba ve diğer leş yiyicilerin üşüşeceğini görebileceğiz.
Bu ülkenin asli unsurlarının tümü yani türkmeni, lazı, çerkezi, arnavutu, kürtü ve diğerleri bilmelidir ki;
Türk bizim ortak adımızdır. Türk milletinin içeriği bizleriz. Bunu sağa sola çekip ne mutlu türküm diyene sözünün altında ayrımcılık aramanın lüzumu yoktur. Ne mutlu Türküm demek, ne mutlu Türkiyeliyim demekle aynı şeydir. Dışarıdan fitne çıkarıp yüreklerimize yağlı kazık çakmaya çalışanların palavralarıyla gençlerimizin, çocuklarımızın beyinlerini yıkamayalım.
Terörle arasına mesafe koyan ve suça bulaşmamış her vatandaşımızın bu ülkenin geleceğinde payı olacaktır. Türkiye sadece bizlerin değil, tüm dünya mazlumlarının sığınağı ve öz vatanıdır. Gelecek için sürekli genişleyen ufuk çizgisidir.
Koruyalım, kollayalım ve bu bayrak altında geçmişimize bağlı bir gelecek inşa edelim.
Şehidimiz Muhammet Fatih SafiTürk bu ülkenin en son mayası olarak ebedi yolculuğuna çıkmıştır. Ruhu şad olsun.
Selim B.LâL
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsa,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Mehmet Akif Ersoy